Sayı 01 Sayı 02 Sayı 03

SAYI 02

Fotoğrafçılık

Fotoğrafa ve Fotoğrafçılığa Dair!

Merhaba meslektaşlarım;
Fotoğraf çekmek kısaca “anı yakalamaktır”. Fotoğraf; hayatın güzelliklerini, inceliklerini anlamlandırma imkânı sunan bir araçtır. Bazen öyle bir anı yakalarsınız ki, tüm dünyayı bir fotoğraf karesine sığdırırsınız adeta işte o zaman fotoğraf değerlenir, kıymetlenir dünya gözünde.

Anı yakalamak zor olsa gerek. Evet, bunun için makineyi elinize alıp gezin, dolaşın. Hem doğanın tadını çıkarın, hem anı yakalayın. :)

Fotoğrafçılık hayata farklı bakış açıları ile bakmanızı sağlar, bırakın hayat telaşını haydi biraz da vizörden bakın hayata. :)

Fotoğrafa kompozisyonun bütünlüğünü bozan nesneleri dâhil etmeyin. Ortamı; çekeceğiniz olayın konusuna göre şekillendirin.

Fotoğrafı çekerken durduğunuz açı çok önemlidir. Çektiğiniz şeyi doğru açıdan çekmelisiniz. Açınız doğru olduğu takdirde fotoğrafın ışığını, rengini, kontrastını, perspektifini, keskinliğini, doygunluğunu ve derinliğini photoshop gibi programlarda da ayarlayabilirsiniz. Gündüz çekimlerinde güneşi arkanıza almayı unutmayın. :)

Kendinize ve hayata iyi ve farklı bakış açıları ile bakın.
Işığınız bol olsun. :)
Perihan TEKELİ

Birkaç Fotoğraf...

Perihan TEKELİ | Yan Flut...
Perihan TEKELİ | Ağrı Dağı Minyatür Sanatı...
Perihan TEKELİ | Umudunu Kaybetme...
Perihan TEKELİ | Şans Bu...
Perihan TEKELİ | Doğal Kalan Birşeyler...
Perihan TEKELİ | Ateşin Sesinde Çay...

Fotoğraf bir tutkudur; bakıp geçememektir, donup kalmaktır. Görmektir dolunayı her defasında, dalgaların nasıl dans ettiğini, ağaçların renk değişimini, renklerin uyumunu… Savaşı bir bakışta anlatmak, açlığı bir duruşta hissettirmektir.

Lervis Wicke Hine,

“Eğer hikâyemi sözcüklerle anlatabilseydim, yanımda sürekli bir fotoğraf makinesi taşımaya ihtiyaç duyamazdım.” demiş. Kısaca sözcüklerle anlatılmayan hikâyeler var fotoğrafta.

Benimde fotoğrafa karşı aşkım 7 yıl önce lisede başlamıştı. Fotoğrafı ilk o zaman bildim ve sevdim. Daha önce bilseydim, daha önce severdim eminim. O zamanlar platonikti aşkım. Sadece uzaktan bakıyordum. Ama üniversiteye geldiğimde aynen Nazım Hikmet gibi “Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum” dedim ve daha samimi olmaya başladık fotoğrafla. Üniversitenin 3. Yılında bir makinem oldu ve artık diyaframın anlamı sadece ‘arkası bulur fotoğraf’ demekten öteye gitti. Güneşli ve bulutlu havalar benim güzel homojen ışıklı günlerim diğer anlamda ISO hızının 100-200 olduğu zamanlarım oldu.

Artık ışığı okumaya başladım. Bu, ışık fazla ise diyaframı artır ve ışığın geçeceği yeri daralt demek, ışık az ise de diyaframı küçült ve geniş bir şekilde ışık almaya çalış demekti. İşte bu ışık dilinde yazıp çizmeye başladım biraz fazla gelişmiş Camera Obscura’m (ilk fotoğraf makinesi) ile.

Fotoğraf makinesi aldım artık fotoğraf sanatçısıyım sanmıştım. Balıkgözü objektif, geniş açılı objektif, teleobjektif, zoom objektif, tripod, flash, filtreler vs. bunları öğrenmeden önceydi. Her yeni öğrendiğim şey beni çok mutlu etmekle birlikte hep yolun başına atıyor.

Hayata vizörden bakmak, yeni bir vizyon kattı bana bundan eminim. Ben hikâyemi deklanşöre basarak anlatmayı daha çok seviyorum. “Bu dünyada olup bitenlerin olup bitmemiş olması için ne yapıyorsun” demiş ya Sezai KARAKOÇ. İşte ben olup bitmemiş olması için fotoğraf çekiyorum ve olanlar fotoğraflarımda bitmeden kalıyor.

Bol ışıklı bir hayat diliyorum herkese, canlı ve renkli…
Aysel KAYA

Birkaç Fotoğraf...

Aysel KAYA | Eskiden...
Aysel KAYA | Yansıma...
Aysel KAYA | Dostluk...
Aysel KAYA | Boş Bank...
Aysel KAYA | Uzun Bir Yol...
Aysel KAYA | ...











« Geri

Yorumlar

Yorumlarınızı bekliyoruz.